USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa'da eğitim

1876-1908 yılları arasında yeni usul olarak anılan çok sayıda modern okul açılsa da, Bursa‟da okuyan öğrencilerin çoğu medreselerde yetişiyordu.

24-02-2016

Medreseler ise, tümüyle dinsel eğitim veren kurumlardı.62 Bu okullardaki eğitim düzeyinin düşüklüğü, bilim adamı olacak kişiler arasındaki önem dereceleri de Sultanın keyfine bırakılması, Türk toplumunu, sanki bilinçli bir biçimde cahil bırakıyordu. 1906 yılında Bursa'da 33 medrese ve buralarda okuyan 1.265 med-rese öğrencisi vardı. Bu sayıya, o tarihte Ertuğrul Sancağına bağlı olan İnegöl, Yenişehir ve İznik ilçeleri dâhil değildir (1325 Salnamesi, s.335).

Yine de yetiştiği aydın ortamdan etkilenen Bursa medreseleri, diğer bölgelere göre nispeten daha aydın hocaların yetişmesine olanak sağlıyordu. Celal Bayar, yönetimi zengin vakıflara dayanan bu medreselerin önceleri büyük hizmetler gördüğünü, an-cak sonraları, uzun yıllar boyunca soysuz-laşmaya uğradığını hatırlatarak, şunları yazar: “Bu ağırbaşlı bilginler arasında rahmetli babamın arkadaşları, talebeleri vardı. Benim de çoğu dostumdu. Milli me-selelerde kendileriyle kolayca anlaşabili-yorduk. Nitekim ileride Milli Mücadele Dev-ri'nde bu vatansever insanların, memleketi düşman istilasından kurtarmak için çalışan mücahitlerin öldürülmesi için Şeyhülislâm-lığın fetvasına karşı koyduklarını görece-ğiz” (Bayar 1997: II-10, 12). Gerçekten de Kurtuluş Savaşı‟mızda, Milli Mücadele yanlısı fetvayı imzalayan hocaların çoğu Bursalıdır.
1880‟li yıllardan sonra hızla yayılan yeni usul okulların Bursa‟da da faaliyete geçtiği görülmektedir. Bursa merkezde eğitim durumu nispeten iyi olmakla beraber köy-ler için bunu söylemek çok zordur. Köyler-de okul ya yoktur, ya da harap denilecek durumdaydı. Buralara öğretmen bulmak da zor olduğundan eğitim medrese seviye-sinden öteye gidememekteydi. Fezyi Hamidi, Avn-i Hamidi, Nur-u Hamidi gibi adlarla anılan bu köy okulları Hıristiyan köylerinin okullarıyla karşılaştırılamayacak kadar yetersiz bir haldeydi. Şerafettin Mağmumi hatıralarında, bu okullarla ilgili olarak ilginç saptamaları yapmaktadır: “Hıristiyan köylerine girerken mutlaka bir-iki katlı bir bina uzaktan göze çarpar, sor-maya gerek yok, mutlaka okuldur. İçinde muntazam sıralı dershaneler, duvarında haritalar, şekiller asılı. Öğretmenlerinin çoğu idâdi okullarındaki bilimleri bile öğ-retme gücünde kişilerdi” (Mağmumi 2001: 91).

Okulların yönetimi uzun süre şehrin ileri gelen ve bilginlerinden oluşan bir eğitim kurumu olan “Meclis-i Maarif” tarafından yönetildi. Bursa‟daki eğitimin merkezileş-mesi 1881 yılında Bursa‟ya Maarif Müdürü tayin edilmesiyle başlar. Ancak eğitime, merkezden çok az para gönderilmektey-di.63 Hatta Vilayet Salnamelerinde yer ve-rilen ilin bütçesine göre eğitim diye bir gider görülmemektedir. Cumhuriyet yılla-rına kadar okullar bir bakıma, vakıf ve velilerin yadımlarıyla yürütülürdü.

Bursa'ya 1886 yılında ilk kez bir Maarif Müdürlüğü kadrosu oluşturuldu.64 1869 yılında Erkek Sanat Okulu,65 1881‟de As-keri Rüştiye,66 1883‟de Erkek Lisesi (Mülki İdâdî),67 1308/1891‟de Ziraat Okulu, 1907‟de Erkek Öğretmen Okulu, 1914‟de Kız Öğretmen Okulu68 kuruldu.69 1304/1887 yılında da Böcekçilik Enstitüsü açıldı (Ziraat Tarihi, 1938: 194). 1897 yılında çıkarılan bir talimatname ile Türk-çe‟ye önem verildi (Ortaylı 2000: 109).

Tanzimat ve Islahat fermanları sonrasında tüm ülkede olduğu gibi yeni usul olarak anılan, medrese dışında Bursa‟da çağdaş okullar açılmaya başlandı (BOA, D. No:70, Göm:80). Dört sınıflı olan bu iptidâî okulla-rının en önemlisi, Mülkiye Mektebi içinde olup 237 öğrencisi vardı. 1893 yılında, Bursa‟daki yeni usuldeki diğer okullar şun-lardır: 75 öğrencisi olan Camikebir, 50 öğrencisi olan Manastır, 130 öğrencisi olan Reyhanpaşa‟dır. Eski usuldeki okullar daha çoktu.70

1904 yılında Bursa'daki ilkokul/mektepler şunlardır: Hisar'da Hamidiye Muallim Mek-tebi tatbikat kısmı, Mecidiye, Osmaniye, Hüdavendigâr (Çekirge), Yıldırım, Çelebi Sultan, Murad-ı Sani, Numune-i Terakki, Reyhan, Nalbantoğlu, Emir Sultan, Hacı Hüsam, Darülfeyz, Şemsül Maarif, Miratü‟l-Maarif, Rehberi Maarif, Oruç Bey, Timurlu, Hançerli, Meydancık, İncirli, Yeni Mahalle, Mollaarap, Paşa Mahallesi, Hocahasan Mahallesi, Selimiye Mahallesi ve Reyhan İnas. Ancak bu yeni usul okul-ların birçoğundaki öğretmenlerin de mü-derris olduğu görülmektedir (1325 Salna-mesi, s.334; 1303/1886 Salnamesi, s.30). Bursa‟daki 20 iptidâîde okuyan kız öğrenci toplamı sadece 950, 80 okuldaki erkek öğrenci sayısı da 2.351‟ydi. 4 Rum oku-lunda 599, Ermeni okulunda ise 400 öğ-renci vardı. Merkezde bulunan iki idâdi okulunda 243, üç rüştiye okulunda 300, 132 iptidâî okulunda ise 5.694 öğrenci olmak üzere toplam 6.334 öğrenci vardı (1303 Salnamesi, s.30).
1906 yılında Bursa merkezde 28, merkeze bağlı köylerde ise 155 ilkokul vardı. Mahal-lelerde özel olarak evlerinde ders veren Hocahanımlar da bulunuyordu. Bunların sayısı da 46 olup 765 kız öğrencisi vardı (1325 Salnamesi, s.335). Bu sayı I. Dünya Savaşı sonrası verilerine göre 45‟ti. 1906 yılında Bursa ve çevresinden 3.020 ilkokul ve bu okullarda 132.860 öğrenci vardı. Öğretmen sayısı ise 53‟tü (1325 Salname-si, s.334).

1905-1906 yıllarında Bursa genelinde eğitim gören kız ve erkek öğrencilerin okullara göre toplamı 164.053‟tü (1323 Salna-mesi, s. 339). Bu yıllarda 10.471 medrese öğrencisi, 1.065 idâdi öğrencisi (yedi okul), 1.972 rüştiye öğrencisi, 150 Hadika-i İrfan Okulu öğrencisi71 (Hüdavendigâr, 12 Temmuz 1906), evlerde okuyanlar da-hil 125.245 sübyan okulu öğrencisi, 50 Hamidiye öğretmen yetiştiren medresesi öğrencisi (Darulmuallimin), 200 Sanat Okulu öğrencisi (Hamidiye Mekteb-i Sanayii), 60 Ziraat Okulu (Ameliyat-ı Zira-at Mektebi) öğrencisi, 70 İpek Okulu (Ha-rir-i Darultalimin) öğrencisiyle 24.765 de Gayrimüslimin okullarında okuyan öğrenci vardı. Rüştiyeler içinde durum bundan farklı değildi. 1876 yılı öncesi Bursa gene-linde 26 olan (öğrenci sayısı 701) rüştiye sayısı, XX. yüzyılın başında 44‟e çıkmıştı (Kodaman 1998: 95-103).

Dr. Mağmumi, 1895 yılının Ağustos'unda 4-5 aylığına geldiği Bursa'da ilköğretim alanında Anadolu‟ya önem vermesi ve bu-nun sonucunda izlenen politikalar ile Bursa ve Sivas gibi vilayetlerde büyük gelişmeler olduğunu yazar. Bu politikaların bir sonucu olarak 1908 yılına gelindiğinde, Bursa‟da 720 okul inşa edilmiş, büyük bölümü ise tamir görmüş (Kodaman 1998: 87). Bur-sa‟da Hadika-i İrfan adıyla açılan özel okullar ise, bu dönemde en etkili olan eği-tim kurumları olmuştu.

1880 yılında Bursa'ya gelen Mari de Launay'ın eğitim konusunda verdiği istatis-tikler şöyledir: İslâm iptidâî okulunda 30 (9'u kız), 30 öğretmen (9'u kız) ile, 851 erkek, 351 kız öğrencisi vardı. İslâm rüşti-yesinde 173 Askeri idâdide 101, Islahha-ne‟de 71 erkek öğrenci vardı. Ayrıca o ta-rihte kent merkezinde bulunan 24 medre-sede toplam 1.295 erkek öğrenci okumak-ta. Bu tarihte Bursa‟da 2 Ermeni okulunda 14 öğretmen (3'ü bayan), 500'ü erkek, 200'ü kız öğrenci, 7 Rum Okulunda 16 öğretmen (6'sı bayan), 440'ı erkek, 290'ı kız öğrenci, 1 Ermeni Katolik Okulunda 1 erkek öğretmen, 35 erkek öğrenci, 1 Pro-testan Ermeni Okulunda 1 erkek öğretmen ile 30'u erkek, 35'i kız öğrenci, 2 Musevi Okulunda 2 erkek öğretmen ile 150 erkek öğrenci vardı.

Gezgin daha sonra Bursa‟daki eğitim ko-nusunda şu yorumları yapar: “Bu tabloya göre Bursa'da dindarlığın fazla olduğu anlaşılır. Bursa'nın okullarında, özellikle hiç olmasa iptidâî öğrencilerini arttırmak ge-rekir. Bunun için çocuğunu okula gönderen veliye ödül verilerek bu sağlanabilir. Bu zorunluluk sadece İslâm öğrenciler için geçerli. Çünkü diğer cemaatler çocuklarını genellikle okula yolluyor. Eğitim tamimleri konusunda, Bursa Hıristiyan cemaatleri en çok takdire şayan olacak bir derecede ça-ba göstermektedirler. Örneğin Ermeni Pro-testan veya Katolik okullarında, kilisenin çabasıyla çok iyi bir şekilde yürütülmekte-dir. Bir Ermeni cemaati tarafından bu okul-lar için yıllık 12 bin kuruş ve cemaat mec-lisi tarafından dahi yine bu miktar bir gelir sağlanır. Bunlardan başka bu iki okul için Bursa Ermeni milletine ayrılan bir eğitim vergisi, yıllık 25 bin kuruş toplamaları ge-rektiğinden Ermeni milleti tarafından sade-ce iki okul için yıllık toplanan para, 49 bin kuruş demekti. Sözü edilen okulların yöne-timine sözkonusu para yeterlidir. Bu okul-lardaki öğrenciler Türkçe, Ermenice, Fran-sızca, riyaziye, handese ve tarih dersleri okutulmaktadır. Kız okullarında sadece Ermenice, Fransızca ile, musiki ve piyano dersleri verilmekteydi. Ayrıca bu okullarda her türlü nakış, kanaviçe işleri öğrenmek-tedirler. Bu iki Ermeni okulundan başka özel olarak bir takım kişiler kendi evlerinde milletlerinden 30-40 öğrenci, kitabet usu-lü, okuma ve hesap gibi dersler almaktay-dı. Diğer taraftan Rum cemaati, bu aşa-mada Ermenilerden geri kalmıyordu. Sa-dece Rum cemaatinin maarif-i mahi olan bir cemaati tarafından üç okul yönetilmek-tedir. Bunların erkek ve kız İptidâî Mekte-bi‟yle, idâdi Mektebi vardı. Bu üç okulda Türkçe, Rumca, Fransızca olarak okutul-maktaydı. Bursa'ya civar kasabalardan 5 erkek, 8 kız, 13 hoca tarafından yönetil-mekteydi.”

Bursa‟da hızla eğitim atağı başlatılmış, 1907 yılına kadar 720 yeni okul yapılmış, diğer okullar da tamir görmüştü (1325 Salnamesi, s.322). Ancak bu okulların ço-ğu yerel olanaklarla yapılmaktaydı. Nite-kim Sultan II. Abdülhamit‟in 1877-1893 yılları arasında Bursa‟da sadece bir iptidâî okulu yaptırmış olması son derece ilginçtir. Oysa Sultan Abdülhamit Beyrut‟ta 41, Edirne‟de 42 okul yaptırmıştı (Kodaman 1988: 87). 1328 Devlet Salnamesi‟ne göre (s.336-398) 1910 yılında Bursa‟da 43 er-kek, 7 kız, 6 karışık resmi iptidâî okulu vardı. Özel iptidâîler içinde Bursa‟nın oranı çok fazlaydı. Yine aynı yıllarda 1.208 er-kek, 7 kız, 191 de karışık sıbyân okulu vardı (Kodaman 1988: 89).
Ubucini‟ye göre Bursa‟da 26 rüştiye olup 801 öğrencisi vardı. Okul sayısı açısından Tuna (40) ve Manastır‟dan (38) sonra Bur-sa gelmekteydi (Kodaman 1988: 95). 1328/1912 Salnamesine göre Bursa‟da 21 erkek, biri kız olmak üzere 22 rüştiye oku-lu, 1906 yılında ise Bursa‟da 5 resmi idâdi okulu vardı. Bu tarihte İstanbul‟da 9, Edir-ne‟de 6 okul vardı (Kodaman 1988: 128). Osmanlı döneminde sadece Bursa‟da Dârü‟l-Muallimin-i Rüşdi olması son derece önemlidir (Kodaman 1988: 153). 1889 yılında 1.522.690 kuruş, 1896 yılında 2.246.530 kuruş, 1904 yılında 3.002.229 kuruş maarif geliri toplanmıştır (1310 Sal-namesi, s.328).

Raif Kaplanoğlu