Sözlerine kalp krizinin tanımını yaparak başlayan Prof. Dr. Ağaçdiken, “Kalp krizi, kalbimizi besleyen üç anadamar birinde tıkanıklık meydana geldiği zaman damarın beslediği alandaki dokuların oksijensiz kalarak ölmeye başlaması durumunda oluşur” dedi.
Kalp krizinin belirtilerinden bahseden Prof. Dr. Ağaçdiken, “Kalp krizinin belirtileri arasında ilk sırada Angina dediğimiz göğüs ağrısı yer alır. Hastalar bunu daha çok göğüs orta hatta yanma, kollara, boyna, çeneye ve sırta baskı ya da ağrı şeklinde tarif ederler. Ağrı eğer eforla geliyor ise eforun sonlandırılmasıyla ağrı da geçer. Ağrı yarım saati geçmişse mutlaka hastayı kalp krizi açısından değerlendirmek gerekir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ayşen Ağaçdiken, kalp krizini etkileyen faktörlerden bahsederek, “Ailedeki bir kişi kalp hastalığı geçirmiş ise ailenin diğer bireyleri kalp hastalıklarına yatkın olurlar. Yüksek tansiyon, sigara, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği gibi faktörler kalp krizini tetikleyen önemli etkenlerdir” dedi.
Kalp hastalıklarının çoğunun soğukla ilişkisi olduğunu kaydeden Ayşen Ağaçdiken, soğukla birlikte vücutta ısı kaybının meydana geldiğini bu nedenle kalbin vücut ısısının korunması iş yükünü arttırdığına vurgu yaptı. Prof. Dr. Ağaçdiken, soğukla birlikte kalp damarlarının büzüştüğünü, yüksek tansiyon hastalarının tansiyonunda düzensizlik oluştuğunu ve kalp yetersizliğinin daha ciddi bir durumu dönüştüğünü ifade etti. Prof. Dr. Ayşen Ağaçdiken, kalp krizi riskini soğuk havalarda azaltmak için kişisin kalın giyinmesi, baş ve ellerin daha sıcak tutması, soğuk havada egzersiz yapılmaması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.
