Buluşmaya, özellikle de ilk buluşmaya hazırlanırken heyecan dorukta oluyor. İlk buluşma öncesi korkular, sorular, “ama”lar, “acaba”lar havada uçuşuyor… Hal böyle olunca da elbette kimi trajikomik durumlar yaşanıyor. Gerçek hayatta yolunuzun kesiştiği kişilerle buluşmanızı sağlayan tanışma uygulaması Happn, ilk buluşmaya hazırlanan herkesin geçtiği beş evreyi derledi.
PARMAĞINIZA HAKİM OLAMAMA KORKUSU PEŞİNİZİ BIRAKMIYOR
Elbette buluşacağınız kişi hakkında bir şeyler öğrenmek için biraz araştırma yapmak hakkınız. Ama bazen de eski mesajlaşmalara bakmak, buluşma uygulamasındaki profili incelemek kesmiyor ve başlıyoruz sosyal 
medyada dedektif titizliğiyle çalışmaya. Özellikle Facebook ve Instagram bulunmaz nimet. Kiminle, ne zaman, nerede buluşulmuş, kimlerin sayfalarında tag’lenmiş, kim kimi tanıyormuş, kim filancayla arkadaşmış… Her şey iyi güzel de bir de şu sürekli içinizi kemiren “ya yanlışlıkla beğenirsem ne olacak” korkusu olmasa…
KENDİ KENDİNİZE KONUŞTUĞUNUZ İÇİN İNSANLAR SİZİ DELİ SANIYOR
Bin bir tane senaryo geçiyor aklınızdan; olası konuşmaları tekrar tekrar gözünüzde canlandırıyorsunuz. Tabii her duruma uygun yanıtlar hazırlıyorsunuz. Bazen ayna önünde, karşınızdaki hayali kişiye bakışlar fırlatıyor, hangi ses tonunun daha etkileyici olduğunu bulmaya çalışıyor, elinizi kolunuzu nereye koymanız gerektiğini çözmeye çalışıyorsunuz. Bazen evde bir şeylerle uğraşırken ya da yolda yürürken kendi kendinizi konuşuyorsunuz. Kimsenin sizi görüp duymadığını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
“ÜZERİME BİR ŞEYLER GEÇİRİP ÇIKTIM” YALANINA KİMSENİN İNANMADIĞINI BİLİYORSUNUZ
Tabii tabii, şunun şurasında beş dakika içinde hazırlandınız ilk büyük buluşma için… Günler öncesinden hazırlığa başlayan, pırıl pırı bir gülümseme için diş hekiminden çıkıp kesim ve belki boya için kuaföre koşan; cilt bakımı, manikür pedikürden sonra saatlerce yeni makyaj ve saç stilleri deneyen de başkasıydı. Buluştuğunuz kişinin “hazırlık yapmaya gerek duymayacak kadar cool” olduğunuza inanmasını isteseniz de aslında kimsenin buna inanmadığını pekala biliyorsunuz.
HİÇ GİYMEYECEĞİNİZ KIYAFETLERE SERVET ÖDÜYORSUNUZ
Hazırlanmak demişken, buluşma öncesi kaç moda dergisi karıştırıp ilham almaya çalıştınız, kaç kıyafet giyip çıkardınız, kaç kombin denediniz? Muhtemelen siz bile sayısını bilmiyorsunuz. Koca gardırobu indirip giyecek tek bir şey bile bulamayınca, yapılacak tek şey kalıyor geriye o mağaza senin, bu mağaza benim “mükemmel” kıyafeti buluncaya kadar dolaşmak. Sonra da son anda, avuç avuç para döktüğünüz ama hiç sizin tarzınız olmayan bu kıyafeti giymekten vazgeçip “eskilere” sarılıyorsunuz.
BEDEN DİLİ KONUSUNDA SEMİNER VEREBİLECEK KIVAMDASINIZ
İlk buluşmada amacınız karşınızdaki etkilemek, peki karşınızdakinin sizden etkilenip etkilenmediğini nasıl anlayacaksınız? Tabii ki beden dilini okuyarak! O yüzden saatlerce internette araştırma yapıp, kriminal uzmanların suçluları ele veren vücut dili tüyolarından moda dergilerindeki “Onun sizinle ilgilendiğini gösteren beş işaret” yazılarına kadar, tüm “külliyatı” adeta hatmediyorsunuz. Otururken ayakları size doğru mu çevrili, jest yaparken avuçları yukarı mı yoksa aşağı mı bakıyor, yüzünüze bakarken göz bebekleri büyüyor mu... Her hareketin bir anlamı var ve siz hepsine vakıfsınız!
