Kişilik ve Şahsiyet Eğitimcisi Zehra Meral Dinçşahin, çok sayıda anne ve anne adayının katıldığı ve B.A.M.’ın 19 Mayıs Mahallesi’nde bulunan ofisinde gerçekleştirilen eğitimde, aile içi iletişim ile ilgili püf noktaları hakkında bilgiler verdi.
Annenin eğitimci rolüne dikkat çeken Dinçşahin, “Eğiten nasıl olursa eğitilen öyle olur" dedi. Ayrıca Anne hamilelik döneminde on dakikadan fazla olumlu olumsuz neyi düşünürse, (Kızgınlığı, kıskançlığı, sevgisi, başarısı, hedefi, mutluluğu, huzuru) çocuğa geçtiğini yaptıkları araştırmalar sonucu ortaya çıktığını belirtti. Sayın Dinçşahin, Hepimizin geçirdiğimiz hamilelik döneminde sıkıntımız, stresimiz, kaygılarımız, özgüven eksikliğimiz, ne varsa hepsini farkında olmadan çocuğumuza geçirdik. Bundan sonraki hayatımızda buradan aldığımız püf noktalarıyla uygulamak ve paylaşmak için buradayız" dedi.
DİNÇŞAHİN, “DEVAMLILIK OLMAYINCA KIYMETİ KALMIYOR
Devamlılığın öneminden bahseden Dinçşahin, bütün yaşadığımız olumsuz duyguların verdiğimiz eğitimle değişmesinin devamiyetten ve kararlı olmaktan geçtiğini söyledi. Bu gibi eğitimlerden elde edilen bilgilerin uygulamaya konulması gerektiğinin önemine işaret eden Zehra Meral Dinçşahin, “Hepimiz dikkatimizle dinleyelim ve aldıklarımızı mutlaka evde çocuklarımıza uygulayalım. Buradaki eğitim söz olarak bir eğitim değil. Bazen velilerimiz ‘hocam sizin söylediklerinizi biz de söylüyoruz ama hiçbir şekilde geçerli olmuyor, bunun sebebi nedir?’ diyorlar. Eğer bizler uygulama yapıyorsak, uyguladığımız her şey çocuğumuza geçer. Sadece sözde kalıyorsak maalesef istediğimiz kadar konuşalım hiçbir şekilde çocuklarımıza etkisi olmaz. Odanı topla diyoruz, tam tersi. Ders çalış diyoruz, tam tersi. Bizimle olan iletişiminde bize saygılı davranmasını istiyoruz, bazen saygılı, bazen değil. Demek ki anneler olarak bizler çocuklarımıza her davranışımızda örneğiz” diye konuştu.
DİNÇŞAHİN, “ÖNCE KENDİMİZE SAYGI DUYMALIYIZ”
Aile denildiğinde herkesin aklına ilk olarak saygı ve güven ortamının geldiğini belirten Dinçşahin, “Bunlar olmazsa kesinlikle mutluluk olmaz. O zaman bize yine sorumluluk düşüyor, çocuklarımızın ya da eşimizin bize güvenebilmesi ya da saygı duyabilmesi için önce kendimizin kendimize güvenmesi ve saygı duyması lazım. Bunu yaparsak unutmayın ki herkes bize saygı duyacaktır. Yalnız da olsak kendimize saygı ve güven duyacak davranışlarda bulunmalıyız” şeklinde konuştu.
